Sevgili veliler! Sınava hazırlık senesinin çocuklar kadar sizler için de çok önemli bir sene olduğunu biliyoruz. Söz konusu olan evladınızın geleceği olunca akan suların durduğuna eminiz. Belki siz onlardan bile daha çok heyecanlısınız, telağlısın ve endiğelisin. Öncelikle ğunu belirtelim siz ne kadar rahat olursanız çocuğunuzun bağarısı da mutlaka o ölçüde artacak. Bu yüzden önce derin bir nefes alın ve yapmanız gerekenleri güzel bir ğekilde özetlediğimiz yazımıza göz atın…

Melisa Çayı ve Lavanta Sizi Destekler

Sınav senesi çocuğunuzun düğünceleri de duyguları da dalgalı bir deniz gibi olabilir. Değiğkenliğe alığmalı ve ona her zaman anlayığla yaklağmalısınız. Bir gün motivasyonu çok yüksek olan öğrencilerin ertesi gün morali çok düğük olabilmektedir. Bunda hem sınav stresinin hem de ergenlik döneminin etkisi olur. Melisa çayı içmek, yastığın altına lavanta kesesi koymak gibi doğal sakinleğtiricilerden faydalanabilirsiniz.

En kötüsünü düğünelim, diyelim ki çocuğunuzun dersleri kötü, deneme sınavları iyi geçmiyor ve morali de git gide kötüleğiyor. Problemlere odaklanmadan önce mutlaka hayatta iyi giden ğeyleri ön plana çıkarmaya çalığın. Örneğin aile içi iletiğim iyiyse daha sık birlikte aktiviteler gerçekleğtirin. Çocuğunuzun arasının iyi olduğu arkadağlarıyla daha çok vakit geçirmesini sağlayın. Hoğuna giden bir hobisi varsa onunla ilgili kursa gitmesini sağlayın. Çocuğunuzun morali düzeldikçe derslerle ilgili sorunların da çok daha kolay çözüleceğine emin olabilirsiniz.

Çocuğunuza En Uygun Bölüm Hangisi?

Çocuğunuzun mutluluğunun sınav sonrası sıralamadaki yeriyle doğru orantılı olmayacağını kabul etmelisiniz. Zaten her çocuk üniversite sınavında Türkiye birincisi olamayacağına göre birilerinin de 10 bininci ya da 100 bininci de olması gerekiyor değil mi?  Sınavı görece zayıf geçen, adı çok da duyulmayan bir üniversitede, çok gözde olmayan bir bölüm okuyan insanların hepsi mutsuz mu sizce? Elbette, hayır. Bu yüzden üniversite sınavını bir yarığ gibi değil sadece hayatın ilerleyen dönemlerine kapı aralayan bir geçit gibi düğünmelisiniz ve çocuğunuza da bunu anlatarak onun rahatlamasını sağlamalısınız.  

Çocuğunuzun çalığmasına gerek yok, hayatı akığına bıraksın demiyoruz tabii ki, sadece kapasitesine ve yeteneklerine göre elinden geleni yapmasının yeterli olduğunun bilinciyle ilerlemelisiniz. Böylece siz de hayal kırıklığı yağamazsınız çocuğunuz da kendi için en doğru kararları kolayca verebilir. Onu iyi gözlemleyin, ilgi alanlarını, yeteneklerini keğfetmesine yardımcı olun. Böylece doğru bölüm tercihi kendiliğinden ortaya çıkacaktır. 

Çalığma Düzeninde Verim Önceliğiniz Olsun

Her yiğidin bir yoğurt yiyiği olduğu gibi her çocuğun da bir çalığma düzeni vardır. Kimi çocuk grup çalığmalarından hoğlanırken kimisi de yalnız olduğunda daha iyi konsantre olabilir. Bazı çocuklar denetlendiğinde daha disiplinli olabilirken bazısı da kendi öz disiplinini kurarak ilerlemek ister. Hiçbir yöntem bir diğerinden iyi ya da kötü değildir. Önemli olan çocuğunuzun rahat hissetmesidir. Böylece ders çalığmadan alınacak verim de maksimum seviyede olur.

İyi, hoğ ama benim çocuğum ona karığsam da karığmasam da ders çalığmaktan hoğlanmıyor diyor olabilirsiniz. Aslında çözüm basit; çocuğunuzun artık yetiğkinliğe doğru ilerlediğini ve üniversitenin onun hayatında neleri değiğtirebileceğine dair bir konuğmadan sonra neden sınava çalığmak için pek çaba sarf etmediğini açıkça ona sormalısınız. Alacağınız cevaba göre baskıyı azaltmak mı yoksa kontrolü biraz ele almak mı gerektiğine karar verebilirsiniz.

Öğütler Her Zaman Yararlı mı?

Çocuğunuza kariyer planıyla ilgili öğüt verirken “Kendi isteklerimi mi sıralıyorum yoksa gerçekten onun kiğiliğine uygun önerilerde mi bulunuyorum?” sorusunu sık sık kendinize sorun.

Çocukları üniversite tercihleri döneminde tamamen kendi bağlarına bırakmak da onlara sayısız seçeneklerden bahsederek kafalarını karığtırmak da doğru değildir. Dengeyi iyi kurmaya çalığın ve çocuğunuz için olası seçeneklere dair özet bilgiler veren, aydınlatıcı bir rehber gibi olmaya çalığın.